Kayıtlar

Eylül, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
     Dünyamızda olanlara, bitenlere, ölümlere, haberlere, öfkesinde yerden göğe kadar haklı, canı yanan insanlara bakarken hatırlamak için. Haksız yere canını yakan karşısında sükunetle kalmak herkesin harcı değildir, eminim. Peki biz insanlığını bir kenara atmış olanlara karşı nasıl durmalıyız? Bu zamanlarda herhangi bir gün gelebiliyor aklımıza bunlar, yazık. Olup bitenler karşısında, vicdansızlık misal çocuklara değdiğinde özellikle biz bir adım geriye atabilir miydik? Atmalı mıyız, atmamalı mı? Atmak bizi daha iyi mi yapar kötü mü? Böyle hallerde katil olmaktan kurtulabilir miydik, içimiz sönebilir miydi? Geri adım atılmadıkça dünya nereye gider? Bunca kötülük affedilmeli mi?Bilmiyorum, hiç de bilmeyelim, düşünmeyeceğimiz kadar güzellik olsun temennim. "önce ben yaralarım beni yaralayacak olanı ... kanım, kanımız, onun kanı nasıl da aldatıcı bu sözler nasıl da kirletiyor insanı bu sözler erdemler yakıştırıyoruz kana, eğilimler hatta k...

bir iki not, bir selam

Kendi iç takvimime göre yaklaşık 300 yıldır yazmamışım. Konuk ve müzik listeleri hazırlamak ile deftere spot bilgi not etmek bu •yazma• faaliyetinin dışında kalıyor çünkü. Somut yaşamın fazla yoğunlaştığı zamanlarda soyut yaşamın sekteye uğraması hali. Bu bir mecburiyet belki ama uzamasını çok da sevmem. Her şey fazla karıştı, fazlasıyla iç içe. Sevinçler,heyecanlar, değişimler düşünmeye vakit ayıramayacak kadar fazla oldu, şükür. Daha önceden planlanan düşüncelerin, arzulanan hayallerin eyleme dönüştüğü yoğun,yorucu ama tatlı dönemlerin kıymetini biliyorum. Ama böyle zamanlar sonrasında tekrar düşünüp, sakince yol çizme zamanları olmalı gibi hissediyorum. Artık bu döngüyü seviyorum. Böyle şeyler düşünürken not defterime baktım, karmakarışık, gelişigüzel bırakıyorum notlarımı ve düşündürdüklerini, uzun zaman sonra ısınma olsun. Not defteri tutan insanların hayatı defterleri gibidir bence bikbikbik.. diyebilecek kadar iddiam  olmasa da bu galiba benim için doğru. Birkaç kişi ay...