kendime güncelleme

Yine hedeflenen bir şeyler yapılamadı. Yoga ile ilgili yazayım diye düşünürken işe başladım.
Şehir değiştirdim. Yeni bir eve, yeni bir göreve sahip oldum.
Yoga ile ilgili yazamadım ama kendime küçük bir yoga alanı yaptım evde, ne güzel.
Hep öyle oluyor ya plan yapınca, oldu yine. Irmak akıyor devamlı çünkü.
6 kasımda yazmışım en son. 15 aralık şimdi ise.
Yine çok şey hissettim, düşündüm, değiştim.
Bugün kısa ve tek bir düşüncemi yazacağım.  Not edilmeyen düşüncelerimi her çağırdığımda bulamıyorum çünkü.

Ruhsal sağlığı koruyarak başarılı olmanın zorluğuna inanmaya başladım.
Akşam yarım saat kitabımı okuduğum, haftada bir tane güzel film, ayda bir oyun  izlediğim, her gün dua edebildiğim, sık sık güzel insanlarla muhabbet ettiğim, aileme güzel vakit ayırabildiğim, çok sağlıklı yemekler yapıp, sporu ihmal etmediğim evimin de bu arada temiz ve düzenli kalabildiğim bir sınav dönemi benim gibi biri için imkansız mı? Sona doğru gülmeye başladım bile (:
Beni ben yapacak olan , aklımı ve kalbimi koruyan birçok şeyden vazgeçerek mi iyi doktor olabilirim sadece?
Çünkü yine evi süpürüp biraz ileride uyuyakalan kıza dönüştüm.
Bir sınava gireceğim gerçeğini ihmal edince çok güzel ilerliyor yukarıdakiler aslında! Problem etmiyorum uyuyakalmaları.
Ama kendini hatırlatıyor sık sık.
Aklım insanı tek yönlülüğe iten tüm zamanları reddediyor. Yoğun ve lezzetli zamanları seviyorum. Koşturmaktan zevk alındığı ve küçük tatlı duraklamaları olan. Tatlı yorgunluklar kadar insana huzur veren bir şey yok, insanın iyi ki yoruldum dediği.

Hesaba çekilmeye inanıyorum, bence zihinsel ve bedensel gücümüzü neye harcadığımıza dair tek tek sorgu olmalı, tüm zamanları içeren. Ve ben saatlerce bulaşık yıkadım demek istemiyorum. Bazıları bulaşık yıkarken rahatlıyormuş, bu harika, olmuyor bende o.
Bulaşık yıkamama varoluşsal  bir mana arıyorum. Evdeyken iyi oluyor tüm rutinler anneme yardım ettim kategorisinde yer buluyor kafamda, iyi yaptım diyorum. Kendime yardım ettim, istediğim anlamı vermiyor başka şeyler bulmam lazım. Bulaşık yıkadığım vakitlerde tefekkür ediyorum desem kendime, bunu sevdim. (Düşündüm demedim tefekkür dedim, daha ciddi oldu hem de. Tefekkürün kelime anlamını bilenler düşünmeyi on kez tokatlayacağını zaten söylemeden anlar.) Çünkü tefekkür ederken bulaşık da yıkamış olacağım bu şekilde, güzel.

Genelde sevmediğim bir iş için hiçbir bahane bulamadıysam aklımı kandıracak, müzik dinlerim, iyi müzik dinlersem ikna oluyorum.  Kendimi ikna ile geçen o kadar çok ölü vaktim var ki bu basit hileler önemli benim için.
Zorunda olduğum için yaptığım eylemleri iyileştirmeyi seviyorum. Zaten iyileştirmezsem sürekli olmuyor hiç. Diyet yemeğe baharat katmak gibi görüyorum bunu. Süre biraz uzuyor belki ama insan bulaşık yıkarken dahi huzur buluyor böylece, ne iyi yaptım diyor.
Ruhu yok sayarak değil aksine onu besleyerek geçen vakit, eylem ne olursa olsun güzeldir. (Ruha iyi gelen eylemsizlik de çok güzeldir, bu konudaki fikrimi uzun uzun yazacağım sonra, bu benim hava su kadar gerekli gördüğüm eylemsizlik prensibim. İnsanı hayatta tutar.) Hedefe mana katan aktiviteleri olan zorundalıklar kıymetlidir. Rutine uyum sağlamak korur ama rutinin esiri olmak öldürür çünkü-başka bir zamanın başlığını attım istemsiz- ölmeyelim. Bu konu mühim.

Sınav zamanı duş almadım diyince biri, üzülüyorum, gülmüyorum, alay etmiyorum. Bir sınavmış ki öyle bir sınav kendisi... Birileri insan olmaktan vazgeçip olayı abarttıkça büyüyor diğerleri için yarış ve ben eleniyorum sanki. Onun stresi yoklamasa gün içinde mis gibi hayatım, şükür. Yok saydığım bu kaprisli dostumu baş köşeme oturduğu günleri planlamam gerekecek. Biraz özletecek bana iyi gelen şeyleri, sabır diyeceğim. Umarım benim minik sabrım kocaman olur da  buna yeter.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Minerva’nın Baykuşu

Kısa masal: “Yorgunluktan ölüyorum” dedi arı. “Ben de ölmekten yoruluyorum” dedi kelebek.

27• gündoğumundan🌅 | İyi ki doğdum