biliyorum böyle düşünenler var..

 Kolaya kaçmayı ilke edinmiş insanlar için karşı karşıya kalınan her olayda aklını ve vicdanını devreye sokmak, edinilen bilgilerin doğruluğunu araştırmak, farklı yönlerden düşünmek büyük bir külfet. Bu noktada onlar için hazırlanan kampanyalı ideoloji paketleri devreye gidiyor. Daha yetkili ve bilgili kişiler tarafından yaşadığınız süre boyunca kimlerle dost kimlerle düşman olacağınız belirlenmiş. Modern çağın meşgul insanı için büyük kolaylık. Kalıp davranışlar ve tepkiler de yüklenmiş. Bunları yaptığınız süre boyunca evet karşıt tepkiler alabilirsiniz ama asla yalnız kalmayacağınızın garantisi  her daim elinizde. Karşıt görüşlü insanlar tarafından hakarete ve tacize uğrayabilirsiniz ama aynı sekilde cevap vererek bu sorunun da üstesinden gelmek kolay, hem zaten onlar düşman, istediğinizi yapmakta özgürsünüz. Hatta biraz akıllıysanız bu konuyu saygınlığınızı artırmak için fırsata da çevirebilirsiniz. Bu kampanya kapsamında sizden iyi bir düşünür ya da ahlaklı bir birey olmanız beklenmiyor, sahip olmanız gereken tek nitelik sıkı bir taraftarlık. Çünkü bu tip bir vatandaşlık anlayışını futbol takımı taraftarlığından ayıran bir kaç küçük ayrıntı var sadece. Olaylar üzerine düşünmenize hatta öyle birkaç kaynaktan  takip etmenize hiç gerek yok. Büyük tesadüf üzerine sizinle tıpa tıp aynı görüşü taşıyan bir gazeteniz en az bir tane de televizyon kanalı mevcut. Onlar akşama kadar sizler için zaten doğruyu ve yanlışı ayıklayıp, süsleyip özenle önünüze koyuyor. Baska bi kanalda rastgele denk geldiğiniz taban tabana zıt bilgiler asla kafanızı karıştırıp sizi şüpheye düşürmesin, farklı geldiyse cok büyük bir ihtimal düşmandır haindir ,uzaklaşın.Eğer kontrol edemediğiniz bir karışıklık içindeyseniz kendinizi bunun Amerikanın bir oyunu olduğunu düşünerek telkin edebilirsiniz. Baskaları sizler için harika bir düşünce sistemi geliştirirken bu süreçte siz de bireysel ve bencil yaşamınıza daha cok vakit ayırabilirsiniz. Kendi varlığınız hakkında bile bir kez olsun düşünmemiş olmanız, günlük yaşamınızdaki saygısızlıklarınız asla harika vatanseverliğinizin önüne geçemez. Unutmayın iyi bir taraftar olmanız , ahlaklı bir insan olmanızın her zaman önündedir. Sakın vicdanınızın sesini dinleyip bağlı olduğunuz topluluğa aykırı sözler sarf etmeyin, kimse dönek olarak anılmak istemez. Çünkü sözünün eri olmanın anlamı tükürdüğünü yalamamak  ile aynı burada. Eğer gencseniz cok daha avantajlı durumdasınız. Ara sıra her seyden şikayet eden ama hiçbir olaya çözüm getiremeyen sadece dünyadaki kötü ve yanlışları tespit etmek üzerine yaratılmışcasına sözler sarf ederseniz ilgi toplamanız muhtemel. Bu yazıyı sonsuz uzatabilirim ama demek istediğim için bu kadarı yeterli. 

Ben bu sanallıktan ve kolaylıktan sıyrılmaya çağırıyorum çünkü bunca yaşanan olayın yanında ,aslında inandığım tek bir sey var ki güzelliğe sebep olmak isteyen insanın önüne konulabilecek bi engel yok ve bu gibi konuların küçüğü büyüğü olmaz. Her an etrafımızda mutlu edebileceğimiz, yardım bekleyen onlarca varlık var. Hepimizin derdi bi baskasına care hükmünde. En aciz hâlimizin bile sahip olduğu dua gibi bir nimet var. Yarasını sarabildiğimizin yarasını sarıp gücümüzün yetmediğine kalbimizi açabiliriz. Kötülük ve nefret aksi bir nefretle yok olmaz. Yıllardır durmaksızın ispatlanan yargı bu. Hakkı bulmak ve adaletin taşıyıcısı olmak derdinde isek  daha sakin, daha mantıklı, daha özenli, daha şuurlu  insanlar olmamız "gerekiyor"diyemiyorum "zorundayız". İnsan olmamız bu gerekliliği otomatik yüklüyor bize. Canı yananların yarasını dağlamak, onları ikinci plana atmak , kendi hengâmiz içinde bağırırken o insanların sesini duymamak, sabırlarına hayran olamamak öncelikle ve en çok bize kayıp. Varlığından haberdar bile olmadığımız acıları yasayan insanlara karsı sadece insanlığımız ve vicdanımızla muamele etmeliyiz. Ve evet bizi düşündükçe kudurtan acıları bizzat yaşayan o insanları basımızın üstünde taşımakla meşgul olmalıyız, birbirimizle değil. Hala bir seyler söyleyebilecek imkan ve güce sahip olan  insanların güzel seyler söylemesine, ümit duygusuna mütemadiyen ihtiyacımız var. Bunu acı içindeki annelerden bekleyemeyiz, onların sorumluluğu bizim sırtımızda. Ve bağlı olduğumuz o ideolojilerden sıyrılıp sadece ve sadece insani değerlerimizin şuuruyla barışı çağırıp, barışı söylemeliyiz. Sahip olduğumuz gücün ve nimetin hakkını vermek gayesinde isek şayet. Hepimizin içinde o cok kıymetli olan "bi şeyler yapmak gerektiği hissi"  var, onu doğru yerde doğru üslupla kullanmak en büyük sorumluluğumuz. Ve bunun yolu hep iyilikten ve samimiyetten gecer. Care olmalıyız, engel değil. Sözle değil gönül ile.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Minerva’nın Baykuşu

Kısa masal: “Yorgunluktan ölüyorum” dedi arı. “Ben de ölmekten yoruluyorum” dedi kelebek.

27• gündoğumundan🌅 | İyi ki doğdum